• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/press534
  • https://twitter.com/press534
TAŞPINAR KÖYÜ WEB SİTEMİZİ NASIL BULDUNUZ?


Başlıksız Belge

Kızılay Web Banner 100X100

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.439832.5698
Euro34.502534.6407
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam66
Toplam Ziyaret383864









  : Hayal değil hakikat   :  Radyo53 yayında    : Görüntülü reklam yapılır    : Taşpınar köyü videolarını seyret   : Düğün videolarını seyret     Teyterle üzüm toplamak mazide kaldı


                                      
Çay





ÇAY BUDAMA ataspinar53

 

ÇAY VE ÇAYKUR'UN TARİHÇESİ                                                             
1- Tekel Genel Müdürlüğünce yürütülen çay yetiştirme, alım, işleme ve satış işlemleri sektörün gelişip büyümesi üzerine; 440 sayılı “İktisadi Devlet Teşekkülleri, Müesseseleri ve İştirakleri Hakkında Kanun”a dayanılarak 06.12.1971 tarih ve 1497 Sayılı “Çay Kurumu Kanunu” çıkarılmıştır. (18.12.1971 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.)
Bu kanun ile Çay Kurumu tüzel kişiliğe haiz, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülü(İDT) olarak kurulmuştur. İlgili olduğu Bakanlık Gümrük ve Tekel Bakanlığıdır. Bu kanun ile Tekel’e verilen tüm yetkiler, tarım, üretim ve pazarlama dahil tüm faaliyetler Çay Kurumu Genel Müdürlüğüne devredilmiştir. 01.03.1973 tarihinden itibaren Çay Kurumu Genel Müdürlüğü adı altında faaliyete geçmiştir.
Bu kanunun geçici 4. maddesi ile kanunun yürürlüğe girmesinden önce Tarım Bakanlığında kayıtlı olan çay bahçelerine bu kurumca hazırlanan ruhsatlar verildi. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce kayıt dışı olan çay bahçelerine de tesisi kredisi verilmemek kaydıyla ruhsatname verildi. Bu madde ile 100.000 dekar olduğu tahmin edilen ruhsatsız alanlara da ruhsat verilmek kaydı ile toplam çaylık alan 400.000 dekara ulaşmıştır.

 


2- 1983 yılında çıkarılan 2929 sayılı kanuna dayanılarak 10.10.1983 tarih ve 112 sayılı KHK ile Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü(Çay-Kur) adında tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sermayesi ile sınırlı bir Kamu İktisadi Kuruluşu(KİK) olmuştur.(28.10.1983 tarih ve 18205 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.) Bu kanun 233 sayılı KHK ile tadil edilmiştir.( 14.12.1983 tarih ve 18435 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)

3- 18.12.1983 tarih ve 178 sayılı KHK ile kurulan Maliye ve Gümrük Bakanlığının Bağlı ve İlgili Kuruluşlar Dairesi Başkanlığının ilgili kuruluşu olmuştur.

4- 1984 yılına kadar devlet tekeli altında sürdürülen çay işletmeciliği 04.12.1984 tarih ve 3092 sayılı “Çay Kanunu” ile serbest bırakılmıştır. Kanunun 1. maddesinde; gerçek ve tüzel kişilerin yaş çay işleme ve paketleme fabrikaları kurup işletebilecekleri, ihtiyaçları olan yaş çay yaprağını doğrudan üreticilerden satın alabilecekleri belirtilmiştir. Aynı kanunun 3. maddesiyle de 3788, 4223 ve 6133 sayılı Kanunların çayla ilgili hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.

5- Maliye Bakanlığının ilgili kuruluşu olarak faaliyet gösteren Çay-Kur Genel Müdürlüğü, 3046 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca Başbakanlığa ilgilendirilmiştir. İlgili olduğu Bakanlığın değiştirilmesi ile ilgili karar Resmi Gazetenin 14.10.1993 tarih ve 21728 sayılı nüshasında yayımlanmıştır.

6- Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 35. maddesine göre Kuruluşumuz İktisadi Devlet Teşekkülü(İDT) olmuştur.(27.11.1994 tarih ve 22124 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)

7- Teşekkülümüz 3046 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca 12.01.1999 tarihinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığının ilgili kuruluşu olmuştur.(13.01.1999 tarih ve 23582 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)

8- Teşekkülümüz 3046 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca 28.05.1999 tarihinde Başbakanlığının ilgili kuruluşu olmuştur.(28.05.1999 tarih ve 23708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)

9- Teşekkülümüz 3046 sayılı Yasanın 4060 sayılı Yasayla değişik 4. ve 3313 sayılı Yasayla değişik 10. maddeleri uyarınca 26 Kasım 2002 tarihinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ilgili kuruluşu olmuştur.(27.11.2002 tarih ve 24949 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.)

  - Çay, nem ve harici kokulardan etkilenmeyecek şekilde kapalı ambalajda muhafaza edilmeli.
  - Demlemede kireçsiz su ve porselen demlik tercih edilmeli.
  - Temiz demlik içine beher bardak için bir çay kaşığı dolusu çay konularak ılık su ile yıkanmalı.
  - Demliğe, çaydanlıkta kaynamakta olan sudan konulmalı.
  - Çaydanlıkta kaynar suyun ateşi kısılarak demlik çaydanlığın üzerine oturtulmalı ve dem kaynatılmamalı.
  - Çayın demlenme süresi 10-15 dakika olmalı ve demlenen çay yarım saat içinde içilmelidir





      Archives of Dermatology Amerikalı araştırmacılar, yeşil çayın, meme ve prostat kanseri gibi cilt kanserini de önlediğini açıkladı. Case Western Üniversitesinde fareler üzerinde yapılan araştırmalarda, yeşil çayın içinde bulunan "poliphenols" adındaki maddenin, cilt kanserini önlediği tespit edildi. "Poliphenols"un, kanser tümörleri etrafında tümörleri besleyen kılcal damarların oluşmasını önleyen ve kanser hücrelerini öldüren madde olduğu, daha önce yapılan araştırmalarda belirlenmişti. Yeşil çayın günde dört bardak içilmesinin bazı kanser türlerinin oluşmasını önleyebildiğini kaydeden araştırmacılar, yeşil çayın cilde sürülmesi ile de, cilt kanserine karşı koruyucu bir tabakanın oluşturulabildiğini belirttiler. Farelerde yapılan araştırmalarda, cilde sürülen yeşil çayın, ultraviyole ışınlarının etkisini azaltarak ciltte aşırı yanma ve su kabarcıkları oluşmasını önlediği belirlendi.

     Araştırmacı Santosh Katiyar, yeşil çayın kanser hastaları için "tedavi yöntemi olmadığını fakat sağlıklı insanların kullanması ile kanser riskini önlediğini" belirtti. Araştırmacılar, yeşil çayın bir-iki günde etkisini göstermediğini, insanların yeşil çay içmeyi alışkanlık haline getirmeleriyle yaşam boyu faydasını görebileceklerini kaydediyorlar ve ciltlerine yeşil çay süren insanların yine de uzun zaman güneş altında kalmaktan sakınmaları gerektiğini, cilt kanserini önlemenin en iyi yolunun, ultraviyole ışınlarının etkisinden korunmak olduğuna dikkat çekiyorlar.


Kaynak:Ziraat odas


 

 
 
                                                                                                                                  
 
Karadeniz Bölgesi’nde çay ekiminin başlangıç tarihine ışık tutacak 100 yıllık fotoğraflar ortaya çıktı. 
İSTANBUL - MÖ 2700 yılında Çin’de varlığı bilinen ve asırlarca tıbbi amaçlarla kullanılan çay bitkisi, MS 3. yüzyıldan itibaren günlük içecek olarak kullanılmış, 1824 yılında Burma ve Assam, 1826’da İngilizler tarafından Seylan’da geniş çaplı üretimine başlanmıştı. 1610 yılından itibaren Hollanda Doğu Hindistan Şirketi (The Dutch East India Company) tarafından Çin’den Avrupa’ya, 1669 yılında İngiliz Doğu Hindistan Şirketi (English East India Company) tarafından Londra’ya taşınmaya başlayan bitkinin ekim alanı, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında Gürcistan, Sumatra, İran’a, hatta çayın anavatanı olan Asya’nın dışında Afrika’da Malawi, Uganda, Kenya, Kongo, Tanzanya, Mozambik, Güney Amerika’da Arjantin, Brezilya, Peru ve Avustralya’da Queensland civarına dek yayılmıştı. Bilindiği gibi Doğu Karadeniz bölgesinde çay ekim alanları Trabzon’un Araklı ilçesinden başlayarak doğu sınırındaki Sarp köyüne, oradan Gürcistan içlerine kadar uzanarak devam etmekteyse de çay bitkisinin bölgeye ilk olarak hangi dönemde ve kimler tarafından getirildiğine dair bilinenler söylencelerden ibaretti. 1. Dünya savaşı öncesinde Batum ve kuzeyinde yeralan Çakva taraflarında çalışmış Karadenizli köylülerin memleketlerine dönerken bu bitkinin tohumlarını beraberinde getirerek bahçesinde yetiştirmiş olabileceğini Karadeniz Ansiklopedisinde ilgili makalemde belirtmiştim. Rus fotoğraf sanatının öncülerinden Sergey Prokudin Gorsky (1863-1944) tarafından 1. Dünya savaşı öncesinde muhtemelen 1905-1915 yılları arasında çekilen sanatçının Gorskii koleksiyonunda ve Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi’nde sonradan renklendirilmiş kopyaları bulunan 3 fotoğraf, sözlü tarihin konusu olarak kalmaya mahkum kaldığı sanılan çay ekiminin başlangıcı tartışmasını aydınlatıyor. Fotoğrafların ikisinde Gürcülerin Berdzeni olarak adlandırdığı ve çoğu Gümüşhane-Trabzon göçmeni olan Karadenizli Rum kadınların yeni ekildiği belli olan çaylıklar arasında çalıştığı anlaşılıyor. Karadenizli kadınlar, “fota” olarak da adlandırılan, bellerine doladıkları renk renk peştemalleri ve başlarında yeralan yazma ve keşanlarıyla o dönem Gürcistan’ında yaşayan Gürcü, Abhaz, Megrel, Türkmen, Ermeni, Yahudi ve Rus kadınlarından kolayca ayırt edilebiliyorlar. Geleneksel giyimlerine sadık kalan kadınların aksine çocuklarının ve sırtında sepet taşıyan birkaç yetişkin erkeğin geleneksel Karadeniz başlığı “kukula” ve Laz şalvarı “zipka” yerine Rus işçilerine özgü şapka, gömlek ve pantalonlar giydiği görülüyor. Son fotoğraf ise işlenmiş çayın, üzerinde “Rus çayı” yazan kutulara doldurulduğu bir depoya ait. Netice de Gorsky’nin fotoğrafları çayın Karadeniz havzasındaki ilk ekim alanı olan Çakva’da Karadeniz Rumlarının çalıştığını, bölgemizdeki aile ve akrabalarıyla ilişkilerini koparmamış çayı Karadeniz’e bu dönemde getirmiş ve ekmiş olabileceği söylentilerine maddi birer delil olurken, birkaç on yıl sonra Cumhuriyet döneminde bölgede ziraatine başlanan bitkiye bölge halkının pek de yabancı olmadığını göstermektedir. Bilindiği gibi Osmanlı İmparatorluğu döneminde geçimlerini Rusya’da inşaatçılık, fırıncılık ve benzeri işler yaparak sağlayan Karadenizlilere, I. Dünya Savaşı ve ardından gerçekleşen Ekim 1917 Bolşevik devriminin ardından Sovyet kapısı kapanmasıyla Karadeniz bölgesinde ciddi ekonomik ve sosyal buhran yaşanmıştır. Yeni kurulan Cumhuriyet yönetimi sorunu çözmek amacıyla 6 Şubat 1924 tarihinde TBMM 'de çıkarılan 407 sayılı kanunla Rize ili ve Borçka kazasında çay tarımını teşvik ederek bölgede istihdam ve gelir kaynağı yaratmaya çalışmıştır. 1924 yılında Ziraat Vekâleti Batum’dan getirdiği tohumlarla ilk Rize’de bir çay fidanlığı kurmuş ve 1925–1935 yılları arasında 450 bine yakın fidan dağıtarak endüstriyel çay ziraatinin başlamasını sağlamıştır. Hükümetin teşvik ve çabalarına karşın bölge halkı başlangıçta çayı kurtarıcı olarak görmemiş “lazut” adını verdiği temel besin kaynağı olan mısır ekimine devam etmiştir ki 1935 yılında bir araştırma gezisi için bölgeyi ziyaret eden M. Gökgöl’ün izlenimlerine göre Rize Vekaletininin fidanlığında 5 dönüm, Pazar kazasında 5 dönüm, Hopa’da 5 dönüm, Sürmene’de 5-6 dönüm fidanlık bulunmakta, çayın toplam ekim alanı 20 dönümü ancak bulmaktadır. Çay üretimi ancak 1950’li yıllarda Demokrat Parti zamanında sistemli bir devlet politikasıyka desteklenecek ve 5684, 6133 ve 6757 sayılı kanunlarla çay üretimi teşvik edilerek plantasyon miktarı arttırılacaktır.
 
 
 













 
 


web stats
  
7078 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
>
Rize belediyesi Kameralar

 

ATMACA