• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/press534
  • https://twitter.com/press534
TAŞPINAR KÖYÜ WEB SİTEMİZİ NASIL BULDUNUZ?


Başlıksız Belge

Kızılay Web Banner 100X100

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.451932.5820
Euro34.798834.9382
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam211
Toplam Ziyaret384775









  : Hayal değil hakikat   :  Radyo53 yayında    : Görüntülü reklam yapılır    : Taşpınar köyü videolarını seyret   : Düğün videolarını seyret     Teyterle üzüm toplamak mazide kaldı


                                      
Kivi

 

1-GİRİŞ

Kivi son 40-50 yılda adı en fazla duyulan ve üretimi hızla artan meyve türlerinden birisidir. Kültürü yapılan meyvelerin dısı kahverengi, içi yesil ve kabuğu ince tüylerle kaplıdır. Meyvenin vitamin ve diğer mineral maddelerce zenginliği ve kalori değerinin düsük olusu, kiviye aranan meyve türü olma kimliğini kazandırmıstır. Kivinin ana vatanı Çin’dir. Çin’in doğu ve Güney Yangtze ırmağı bölgesinde çok fazla sayıda çesit ve formu doğal olarak yetismektedir. Kivinin yabani formlarının kültür formlarına dönüstürülmesi ve dünyaya yayılmasında Yeni Zelanda’nın payı büyüktür. Dünyadaki kivi üretimine bakıldığında basta, kivin ıslah edilerek dünyaya yayılmasında büyük payı olan Yeni Zelanda gelmektedir. Bu ülkeyi Çin, Japonya, Güney Afrika, A.B.D, Đspanya Fransa, Đtalya Đsviçre,Yunanistan gibi ülkeler izlemektedir. Türkiye kivi üretiminin illere göre dağılımına bakıldığında ilk sırada Yalova’nın bulunduğu bunu sırasıyla Ordu, Rize, Giresun, Kocaeli, Trabzon ve Samsun’un izlediği görülmektedir (Tablo 1). Belirtilen 7 il Türkiye toplam kivi üretiminin % 89.7’sını karsılamaktadır. Karadeniz sahil kusağında yer alan illerde arazi darlığı nedeni ile küçük kivi bahçelerine karsın Yalova, Bursa ve Kocaeli gibi illerde ise daha büyük kivi bahçelerine rastlanmaktadır (Yalçın ve Öztürk, 2001).



2-KİVİNİN SİSTEMATİKTEKİ YERİ 

 

 

 

Bölüm :     Spermatophyta 

Alt Bölüm :Angiospermae

Sınıf :        Dicotyledones

Alt Sınıf :   Choripetalea

Takım :      Biolypetale

Familya :   Actinidiaceae

Cins :        Actinidia

Tür :          Actinidia chinensis planch



3-BİTKİSEL ÖZELLİKLERİ

Kivi çalı formunda, sarılıcı-tırmanıcı, kısın yaprağını döken çok yıllık bir bitkidir. Gövdesi odunsu yapıdadır. Yabani formları ağaçlara tırmanarak büyümektedir. Bitkinin sürgün gelismesi çok kuvvetli olup, özellikle erkek bitkilerin sürgün gelismesi daha hızlıdır. Tırmanıcı olmasına rağmen, tutunmak için asmadaki gibi sülük benzeri bazı özel organları bulunmamaktadır.



3.1. Kök Yapısı

Kivi saçak kök yapısına sahip bir bitki olup, kökler siskince ve etli yapıdadır. Toprak yapısına göre değismekle birlikte, genel olarak toprağın 40 cm’lik kısmında yoğunlasan kökler, derin, hafif ve süzek topraklarda daha derinlere de inebilmektedir. Saçak kökler toprakta genis bir dağılım göstererek bitkinin, topraktaki bitki besin elementlerinden daha fazla yararlanmasını sağlamaktadır. Bitki gelisimi için uygun olmayan topraklarda özellikle, taban suyu seviyesi yüksek olan yerlerde havasız kalarak çürüyen kökler, bu gibi topraklarda, toprak kaynaklı mantar hastalıklarına ve toprak zararlılarına ( nematod) karsı dayanıksız hale gelmekte, bitkinin gelisimi gerilemekte ve sonuçta ölüm olusmaktadır.

3.2. Gövde ve Sürgünler

Gövde odunsu yapıda olmasına rağmen hızlı sürgün gelisiminden dolayı bitki kendi ağırlığını tasıyamamaktadır. Bunun için telli terbiye sistemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca yeni tesis edilen bahçelerde gövdenin dik durması ve düzgün gövde olusturulması için destek hereğinin çakılması gerekmektedir. Dikimden sonra terbiye sekline göre, sekil budaması yapıldıktan sonra ana dal üzerinde yan dalların düzgün bir sekilde olusturulması gerekmektedir. Yan dallar düzenli bir sekilde terbiye edilirse bitkinin gelismesi ve verimi daha iyi olur. Yan dallar gövdeden hemen çatallastırılmamalı, yayvan ve yere paralel olacak sekilde olusturulmalıdır. Yaklasık 150-200 cm uzunluğunda ve zıt yönde bırakılan iki adet ana dal, gövde ile birlikte kivinin iskeletini olusturmaktadır. Sürgünlerin uç kısmı, sarılıcı, kahve renkli ve tüylüdür. Sürgünler uygun kosullarda 5-7 metre boylanabilmektedir. Đlkbaharda süren genç ve taze sürgünlerin odunlasması, yaz ortasında (Temmuzun ikinci yarısında) baslayıp, yaprak dökümünde son bulmaktadır. Đyi meyve veren sürgünlerin boğum araları daha kısa, belirgin, dolgun olmakta ve sürgünün ucu bir gözle son bulmaktadır. Ana dallar üzerinde bulunan, boyları ve boğum araları uzun, çapları genis ve dik büyüyen sürgünler ise obur dalları olusturmaktadır. Bu sürgünler eğer vejetasyon periyodu içerisinde (yaz ortasında) sürerse hiç meyve vermez. Bunun için yaz budaması esnasında bu dalların çıkarılması gerekmektedir. Bunun yanında kıs dinlenmesinden çıkısta süren obur dallar azda olsa meyve vermektedir.

3.3.Gözler

Gözler çoğunlukla bir yaslı sürgünler üzerinde bulunan yaprak koltuklarının üzerinden meydana gelmektedir. Bunun yanında nadir olmakla birlikte, 2 ve 3 yaslı dallar üzerinde de olusabilmektedir. Đlk baharda süren genç sürgünlerin, dip kısmında çiçek salkımları meydana geliyorsa bu gözlere verimli göz denir. Verimsiz gözlerde ise sadece sürgün ve yaprak taslakları bulunur. Đlkbaharda gözler normal olarak çubukların uç boğumlarından itibaren uyanmaya baslar. En erken uyanan bu uç gözler, çoğunlukla en verimli olan gözlerdir. Sürgün üzerinde bulunan gözlerin tamamı uyanmaz. Özellikle sürgünlerin alt ve dip kısmındaki gözler ile, gelismesini tamamlayamamıs yassı gözlerde uyanma az olmaktadır. Gözler soğuklama ihtiyacını (bitkinin aktif olmadığı yani yapraklarını döktüğü dönem ile, bitkiye su yürüme zamanı arasında kalan süre, kıs dinlenmesi) karsıladıktan sonra uyanır ve sürmeye baslar. Soğuklanma isteği, kültürü yapılan çesitlere göre değismekle birlikte +7 oC’nin altında, 400 ile 1000 saattir. Soğuklanma ihtiyacının karsılanmayan gözlerin uyanması daha az olmakta ve verimde de düsüslere neden olmaktadır.

 




3.4. Yaprak Sekli

Yapraklar sürgün üzerinde bulunan gözlerin alt kısımlarından meydana gelmektedir. Yapraklar, oval veya kalp seklinde olup, üst yüzeyleri koyu, alt yüzeyleri ise açık yesil ve ince tüylerle kaplıdır. Yaprak kenarları dislidir. Görünümü çok güzel olan yapraklar, oldukça büyüktür. Kivi yaprakları kağıt yapımında da kullanılabilmektedir.

 

3.5. Çiçek Yapısı

Kivi bitkisinde çiçekler, yaprak altında tek tek veya salkım halinde olusur. Disi bitkilerde olusan çiçekler çoğunlukla tek tek bazen de üçlü salkımlar seklindedir. Erkek bitkilerde ise üçlü veya besli salkımlar halinde olusur.

 




TOMURĐ (Erkek Çiçek) :

Çiçeklerde 5-9 arasında taç yaprak bulunur. Bunlar beyaz orta büyüklükte ve ovaldir. Çiçek sapı uzunluğu 6 cm civarındadır. Matua’dan daha geç çiçeklenir, Hayward’la hemen hemen aynı dönemde çiçek açmakta olup, soğuğa dayanıklıdır.

 

MATUA (Erkek Çiçek):

Çiçekleri beyaz taç yaprakları küçük ve çiçek sapı uzunluğu 4.2 cm’ dir. Çiçek sekli düzensizdir bir salkımda 1-5 arasında çiçek bulunur. Çiçeklenmesi en erken olan ve en uzun süren çesittir. Bol çiçek açar ve bol polen verir. Ancak soğuğa fazla dayanıklı değildir. sürgünleri gür ve kuvvetli gelisir.




Bitki esas itibarı ile iki evciklidir.

Yani erkek ve disi çiçekler farklı bitkilerde bulunmaktadır. Bu nedenle döllenme için çapraz tozlasma sağlanmalıdır. Bahçe tesis edilirken, bahçede 1:8 oranında erkek bitkinin bulunması gerekir. Yani, 8 disi bitkiye karsı, 1 erkek bitki dikilir. Etkili bir tozlasma için erkek bitkilerle disi bitkiler aynı anda çiçek açmalıdır. Bunu sağlamak amacıyla, bahçe tesis ederken erkek çesitlerden Matua ve Tomuri’ye birlikte yer verilmelidir. Rüzgarla tozlasmada meyve tutumu çok az olduğu için tozlasma zamanında bahçede arı kovanının bulundurulmalıdır.Ticari yetistiricilikte tozlasma arılarla olur. Döllenen çiçeklerde disicik tepesi kahverengilesir ve solar döllenmeyenlerde ise renk beyaz kalır ve disi organın görünümü değismez. Kaliforniya da çiçeklere elle tozlama yöntemi uygulanır. Bu yöntemde; çiçekler, erkek tomurcukların anterleri ortaya çıkmadan önceki devrede toplanır ve oda sıcaklığında yarılıp açılmaya terk edilir. Temiz polenler fırça ile disi polenlere sürülür ve tozlasma yapılır. Tozlasmadan Sonra Disi Çiçeklerde Döllenme Olusumu ve Meyve Tesekkülü TOMURĐ (Erkek Çiçek) : Çiçeklerde 5-9 arasında taç yaprak bulunur. Bunlar beyaz orta büyüklükte ve ovaldir. Çiçek sapı uzunluğu 6 cm civarındadır. Matua’dan daha geç çiçeklenir, Hayward’la hemen hemen aynı dönemde çiçek açmakta olup, soğuğa dayanıklıdır.

MATUA (Erkek Çiçek): Çiçekleri beyaz taç yaprakları küçük ve çiçek sapı uzunluğu 4.2 cm’ dir. Çiçek sekli düzensizdir bir salkımda 1-5 arasında çiçek bulunur. Çiçeklenmesi en erken olan ve en uzun süren çesittir. Bol çiçek açar ve bol polen verir. Ancak soğuğa fazla dayanıklı değildir. sürgünleri gür ve kuvvetli gelisir.

Birinci Dönem:

Tozlasmadan 9. haftaya kadar olan süredir. Meyve tohumları maksimum büyüklüğe ulasır. Çok hızlı büyüme vardır (Haziran + Temmuz) .

İkinci Dönem:

9–12 haftalar arasıdır. Büyüme yavaslar, tohumlar renklenir. Siyaha yakın lacivert renk alır (Ağustos) .

Üçüncü Dönem:

12-17 haftalar arasıdır. Meyve büyümesi yeniden hızlanır. Tohumlar koyu esmer renk alır (Eylül) .

Dördüncü Dönem:

17-21 haftalar arasıdır. Meyve irilesmesi azalır. Tohumlar tamamen siyah renk alır. Bu safhada meyvede seker asimilasyonu baslar (Ekim).

Besinci Dönem:

21-23 haftalar arasıdır. Meyveler artık gerçek büyüklüklerine ulasmıstır. Bu dönemde çekirdekler meyve etinden ayrılır (Kasım) .




3.7. Meyve Yapısı

Kivi meyveleri, disi çiçeğin döllenmesi ve yumurtalığın gelismesi sonucu olusur. Olgun meyvede kabuk açık kahverengi, kısa ve yumusak tüylerle kaplıdır. Döllenmeden itibaren meyve olusumu için ortalama 20-24 haftalık bir süre gereklidir.

 




Meyveler çesitlere göre değismekle birlikte 4-5 cm eninde, 6-9 cm boyunda ve ağırlıkları 40-150 gr arasında değismektedir. Meyve, silindirik, ovalden yuvarlağa yakın yumurtamsı sekilde olmaktadır. Meyve sekli dıstan içe doğru; tüyler, kabuk, dıs meyve eti, iç meyve eti, çekirdek, çekirdek evi, yumurtalık izleri ve meyve özünden meydana gelmistir. Kivi meyvesi %80 oranında su, %20 oranında kuru madde ihtiva eder. Hayward tipi meyve Buruno tipi meyveye göre daha ovaldir ve olgunlasması daha geç olur. Aynı zamanda Buruno tipi meyveye nazaran depolanabilme özelliği olup, ticari değeri daha yüksektir. Bu nedenle dünyada üretimi yaygın olan Hayward çesididir. Meyve iriliği ile çekirdek sayısı arasında yakın iliski vardır. Normal irilikteki meyvelerde 1000’den fazla tohum vardır. Normalden az sayıda tohum içeren meyveler küçük, yuvarlak ve çok tüylü olurlar.


Özellikle Karadeniz bölgesinde kayda alınmamıs bir dekardan küçük çok sayıda bahçelerin bulunması kivi üretimi, ağaç varlığı ve kapladıkları alan ile ilgili istatistiklerde sorunlar olusturmaktadır. Mevcut üretimle, 27 kg/ağaç dolayında olan kivi veriminin, kivi meyve ağaçlarının tam verim çağına ulasmasıyla 50 kg/ağaç düzeyine ulasması beklenebilir. Rize’de kivi yetistiricili ilk olarak Çay Đsletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı Atatürk Çay ve Bahçe Kültürleri Arastırma Enstitüsü öncülüğünde 1989 yılında baslanmıs ve yoğun ilgi görmesiyle beraber ticari meyve bahçeleri kurulmustur. Özellikle kivinin bölgede tanıtılması ile birlikte kivi üreticilerine teknik bilgi ve kivi üretimi için fidan desteği sağlamıstır. Rize, 2005 yılı verilerine göre 1317 tonluk kivi üretimiyle Türkiye kivi üretiminde üçüncü sırada yer almaktadır ( Tablo 1, 2 ). Türkiye kivi üretiminin %16.46’si ve Karadeniz Bölgesi kivi üretiminin ise %26.71’ini karsılamaktadır. Đlde kivi isletmeleri çok küçük olduğundan üretilen meyvenin çoğu aile içinde tüketilmektedir. Bu nedenle gerçek üretim miktarları istatistiklere yansımamaktadır. Rize kivi alanları ülke genelinin %17.90’ını olusturmaktadır. Mevcut bahçelere göre ilin potansiyelini ortaya koymanın bir yolu da meyve veren yasta ve meyve vermeyen yastaki kivilerin oranlarına ve ağaç verimine bakmaktır. Rize’de yetistirilen kivilerin henüz % 40.27’si verim çağında bulunmakta olup ortalama verimi 42 kg / ağaç’tır (Anonim, 2005). Meyve veren ve vermeyen ağaçların tam verim çağına ulasmasıyla il üretiminin 2–3 kat artabileceği söylenebilir.




Türkiye Kivi İthalat ve İhracatı Türkiye kivi üretimi henüz tüketimi karsılayacak düzeyde değildir. Bunun için ihtiyaç olan kivi İran, Yunanistan, Đtalya, Sili ve Yeni Zellanda gibi ülkelerden dısalımla karsılanmaktadır. Önceleri egzotik meyve olarak daha çok pasta süslemesinde değerlendirilen kivi, günümüzde sofralarımızın taze tüketilen meyvesi haline gelmistir. Kivi en fazla 4-6 ay depolanabildiği için yerli üretimin piyasadan çekildiği dönemde kivi ithalatı yapılmaktadır. Tablo 3 incelendiğinde ülkemiz önemli miktarlarda kivi ithalatı gerçeklestirmistir. 2001 yılında 2451159 kg olan ithalat miktarı 2005 yılında 10924719 kg olmustur. Bu rakamlar yıldan yıla kivi ithalat miktarının arttığını göstermektedir. Bunun yanında ayrıca miktarı bilinmeyen önemli ölçüdeki kivinin sınır ticareti yolu ile Đran’dan ülkemize sokulduğu da bilinmektedir. 2004 yılı Türkiye kivi üretiminin düsük olması 2005 yılında ithalat miktarını önemli ölçüde arttırmıstır (Anonim, 2005). Yerli üretimin artmasıyla beraber kivi ithalatının azalacağı düsünülmektedir. Kivi yetistiriciliği ülkemizde henüz baslangıç safhasında olduğundan büyük miktarlarda ihracattan bahsetmek mümkün değildir. Buna rağmen zaman zaman bazı ülkelere kivi ihracatının yapıldığı Dis Ticaret kayıtlarında gözükmektedir. Tablo 3 incelendiğinde 2001 – 2005 yılları arasında 6225 – 57469 kg arasında değisen miktarlarda ihracat söz konusu olmus ve bunun karsılığında yıllık 10680 – 97689 Dolar arasında döviz girdisi sağlanmıstır.




3.8. Kivi Meyvesinin Gıda Değeri

Kivi meyvesinin genel olarak dört sekilde değerlendirilmektedir. Bunlar; dondurulma, konserveleme, suyunu çıkarma, meyve suyu exstraksiyonu ve taze olarak tüketilmedir. Buların yanında gıda sanayiinde, pasta, tatlı ve içki yapımında da kullanılmaktadır.




Kaynak: Kaliforniya Üniversitesi Yayınları.

Kivi meyve bilesimimdeki en önemli ve dikkat çekici unsur: C vitamini içeriğidir. C vitamini, kivi meyvesine değer katan ve aranan bir meyve olmasını sağlayan etmenlerin basında gelmektedir. Meyveye göre değismekle birlikte, kivi meyvesinin 100 gramında ortalama 100–400 mg C vitamini bulunur. Meyvede bulunan C vitamini oranı, cevre kosullarına gelisme ve olgunlasma durumuna, hatta meyvenin bitkide bulunduğu yere göre değismektedir. Kivi meyvesinin besin değeri yanında hekimlikte kullanımı da söz konusudur. Çin‘de yapılan analizlerde, meyve suyunda bulunan bazı maddelerin kansere neden olan faktörleri önlediği ortaya çıkmıstır. Yine bazı tıbbi içeceklerle birlikte alındığında astım hastalığında, nefes açıcı ve öksürük kesici olarak kullanıldığı belirtilmektedir.




4- KİVİ BİTKİSİNİN İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ

4.1. İklim İstekleri

Kivi genelde, kısları ılıman yazları sıcak ve nemli bir iklime ihtiyaç duymaktadır. İlkbahar ve sonbahar donlarından fazla etkilendiği için, ilkbaharda gözlerin sürmesi ile, yaprak dökümü arasındaki periyotta (230 – 260 gün) don görülmeyen yerlerde yetistirilmesi uygundur. Özellikle gözlerin sürmesi ve yapraklanmadan sonra meydana gelen don olayları bitkiye büyük zarar vermektedir. Meyveler, –2 oC’de zarar gördükleri için hasat döneminde ısının –2 oC ‘ye düsmesi arzu edilmez. Yıllık sürgünler asırı rüzgarlardan olumsuz sekilde etkilendikleri için bahçeler tesis edilirken rüzgara karsı gerekli önlemlerin (rüzgar kıran) alınması gerekir. Aksi takdirde yeni sürgünlerin dallara bağlantısı kuvvetli olmadığından kolayca kırılır ve bu durum da verimi olumsuz yönde etkiler. Kivi, suyu sevmekle beraber vejetasyon dönemi içinde düzenli olarak 800 – 1400 mm arasında yağıs alan bölgelerde rahatlıkla yetistirilebilmektedir. Bu durum göz önüne alındığında, ülkemizde bu yağıs düzenine uyan tek bölge Doğu Karadeniz bölgesi olup, diğer yörelerde sulama yapılmadan yetistirilmesi mümkün değildir. Hatta bu bölgede bile, havaların kurak gittiği zamanlarda sulama yapılmadığı taktirde bitki gelismesi duraklamakta, meyve verimi ve kalitesinde önemli azalmalar olmaktadır. 




4.2. Toprak İstekleri

Kivi bitkisi toprak isteği bakımından seçicidir. Kökler olumsuz toprak sarlarından etkilenmektedir. Özelikle saçak köklerin çokluğu ve hassas olusu, kivinin toprak isteğinin önemini göstermektedir. Bu bakımından; ağır olmayan, derin, süzek ve geçirgen gevsek yapılı, organik maddece zengin, nötr veya orta asit karakterli, pH 5–7 arasında olan topraklar, kivi için uygun topraklardır. Ağır, su tutan, drenajı iyi olmayan ve taban suyu yüksek olan topraklar ise uygun değildir .




5- ÜRETİM TEKNiĞi

Kivi çoğaltılması kolay olan bitki türlerinden biridir. Tohumla çoğaltılabildiği gibi ası, çelik ve doku kültürü yöntemleri ile çoğaltılabilir. 5.1.Tohumla Üretim Tohumla üretim, anaç üretiminde ve ıslah çalısmalarında kullanılmaktadır. Bir kivi meyvesinde ortalama 1000 adet tohum bulunmaktadır. Tohumları çok küçüktür. 1000 dane ağırlığı ortalama 1 gr’dır. Tohumlar, olgun ve sağlıklı meyvelerden elde edilir. Bunun için meyve kabukları soyulduktan sonra blender yardımıyla meyveler parçalanarak pulp haline getirilir. Pulp ince gözlü elekten süzdürülerek elde edilir. Tohumlar serin bir yerde kurutulduktan sonra en az 15-20 gün, +3-4 oC bekletildikten sonra ekim yapılır.

Tohum ekiminde, çimlenme ortamı olarak kullanılan materyalin hafif ve ince olması gerekir. Torf + yanmıs ahır gübresi veya tavuk gübresi, çimlenme için en uygun ortamdır. Tohumlar ekildikten sonra üzerleri, harç toprağı ile hafifçe örtülür. Tohumların çimlenmesi için asgari 21oC toprak sıcaklığı ve nem gerekmektedir. Tohumlar yaklasık olarak ekimden 20-30 gün sonra çimlenirler. Çöğürler iki yapraklı ve tutulabilir büyüklüğe (5 cm) ulasınca, çapları 6-10 cm olan plastik torbalara sasırtılır ve bu plastik posetlerde gelisimini tamamladıktan sonra asılanmak üzere fidanlıklara sasırtılırlar.

 

   

 

 

 

 

 

 

  

 

 

 

5.2. Ası İle Üretim

Asıyla üretimde, tohumdan üretilen çöğürler anaç olarak kullanılmaktadır. Ası ile çoğaltma sayesinde, nitelikleri iyi olan ve kök yapısı iyi gelismis, kaliteli fidanlar elde edilir. Kivilerde kök yapısının kuvvetli olması özel bir önem tasır. Çünkü kivilerdeki yaprak alanı diğer meyve türlerine göre daha büyüktür ve buna bağlı olarak da transprasyodan dolayı bitkinin su ihtiyacı fazla olmaktadır. Bu nedenle bitkinin su dengesini koruyabilmesi için köklerin iyi gelismesi gerekmektedir. Kivi bitkisinde, göz ve kalem asıları basarı ile uygulanabilen asılardır. Göz asıları uygulandıkları zamana göre; sürgün ve durgun göz asıları olarak isimlendirilirler. Sürgün göz asılarında kullanılacak ası kalemleri, 1 yıllık odunlasmıs sürgünlerden, bitkiye su yürümeden ve sürgünlerde uyanma olmadan önce alınarak, uygun ortamda saklanmalıdır. Kalemler, nemli samanlı kağıda sarıldıktan sonra, hava almayacak sekilde plastik torbalara konularak, soğuk hava deposunda, buzdolabının sebzelik kısmında veya serin bir yerde toprağa gömmek suretiyle muhafaza edilebilir. Göz asılarından; T, ters T ve yongalı göz asıları, kalem asılarından ise; yarma, kakma, dilcikli, dilciksiz ve kabuk asıları yapılabilmektedir. Sürgün göz asılarından; yongalı göz asısının uygulanmasına Nisan ayında, T asısının uygulanmasına Mayıs ayında baslanır, Haziran sonunda bitirilir. Durgun göz asılarına ise, Temmuz sonu Ağustos basında baslanır, Eylül sonunda bitirilir. Durgun asılarda ası kalemleri direk bahçeden, bir yıllık sürgünlerden alınmalıdır. Sürgün asıları, ası yapıldıktan 20 gün sonra ası yerinin 2-3 cm üzerinden 45o meyille kesilir ve ası gözü sürmeye tesvik edilir. Durgun göz asılarında ise bu islem Mart ayında uygulanır.

Göz Asıları

Göz asılarının yapılacağı en uygun vakit, sabahın erken saatleri ve saat 15’den sonrasıdır. Fazla sıcakta ve yağmur altında ası yapılmaz. Göz asısına baslamadan birkaç gün önce ası yapılacak fidanların bulunduğu ortamdaki yabancı otlar ve ası fidanlarının gövdesinden çıkan sürgünler temizlenir, tek bir gövde haline getirilir ve gövdenin dik durması için destek sistemine alınır. Fazla uzamıs olan asılanacak fidanların tepe sürgünleri alınır. Bundan sonra toprak yüzeyinden 7-10 cm yukardan ası çakısının ucuyla, odun kısmı zedelenmeden anacın kabuğu T seklinde kesilir. T’nin ilk olarak üst ve bundan sonra da orta çizgisi kesilmelidir. Kesik kısmın iki kenarındaki kabuk, ası çakısının tırnağı ile yerinden kaldırılır. Böylece anaç hazırlanmıs olur. Bundan sonra ası kaleminden uygun bir sekilde ası gözü hafif odunlu olarak çıkarılır, bu sekilde çıkarılmıs olan göz, yine bıçaktaki tırnağın yardımı ile anacın kesilen kısmına yukardan asağı doğru sürülerek yerlestirilir ve ası bağı ile sarılır. Ası bağı ile bağlamaya yukarı taraftan baslanmalı ve göz serbest bırakıldıktan sonra alt tarafa geçilerek bu kısmı da iyice sarıldıktan sonra düğüm atılmalıdır. Yongalı göz ası Göz asıların tutup tutmadığı 15-20 gün sonra belli olur. Tutan asılarda takılan gözün altındaki yaprak sapı kendiliğinden düser ve gözün takıldığı kısımda hafif bir kabarıklık hasıl olur. Eğer yaprak sapı kurumus kalmıs, gözün çevresinde burusmus ve kararmıs ise ası tutmamıstır.Bu takdirde ası evvelki yerin altından veya üstünden yenilenir.




Kalem Asıları

Kalem asıları, odunlasmıs ası kaleminin, anaç olarak kullanılacak bitkiyle, uygun zamanda ve uygun sekilde birlestirilmesidir. Ası kalemleri, bitki yapraklarını döktükten ve ilk soğuklar geçtikten sonra alınır. Ası kalemleri alınacak bitkiler hastalıksız, iyi gelisen ve iyi ürün veren bitkiler olmalıdır.        

Alınan ası kalemleri 0 – 4 oC’de ası zamanına kadar muhafaza edilir. Kalem asıları ilkbaharda, bitkiye su yürümeden önce yapılır. Asılama için en uygun zaman, yöreye göre değismekle birlikte, Subat ayın basından Mart ayının ilk haftasına kadar olan dönemdir. Çünkü, bu aylarda henüz bitkide ağlama (öz su akısı) baslamamıstır. Bu yöntemle asılamada basarı oranı % 95’ in üzerindedir.

Bitkiye su yürüdükten sonra yapılacak asılarda basarı oranı düser. Anaçtan gelen öz su kalemle anaç dokuları arasına girerek, kalemle anaç bitkinin sıkı sekilde temas etmelerini önler. Bunun için özsu akısının durması beklenir ve durduktan sonra asılama yapılır. Kivilerin çoğaltılmasında en yaygın olarak kullanılan kalem ası yöntemleri;

yarma ası, kakma ası ve dilçikli asıdır.

Yarma Ası: Asılanacak materyalin çapı ası kaleminden fazla olduğu durumlarda uygulanır. Yarma asıda, üzerinde iki göz bulunan ve uzunluğu 10-15 cm olan kalemler kullanılır. Asılanacak anacın gövdesi yerden 30-50 cm yüksekten testere ile yatay olarak kesilir. Önce anaç ortadan bir kesici yardımı ile yarılır. Kalem bu yarılan yere kabuk kısımları karsılıklı olarak temas edecek sekilde yerlestirilir ve yara yüzeyinin kurumasını önlemek için bu kısımlara macun sürülür. Daha sonra ası bağı ile, yağmur suyu ve böcek girecek yer bırakılmayacak sekilde, sıkıca bağlanarak anacın kalemi sıkması sağlanır.



6-BAHÇE TESİSİ

Çok yıllık bitkilerin bahçe tesisinde baslangıçta yapılacak hatanın giderilmesi zaman ve emek alır. Bu yüzden baslangıçta her seyi ayrıntılı olarak düsünmek ve hazırlıkları ona göre yapmak gerekir. Bu hazırlıklar içinde; Yer seçimi, toprak yapısı, fidan seçimi, dikim aralık ve mesafeleri, tozlayıcı bitki oranı, dikim planı, destek sistemi unsurları, rüzgar kıran tesisi, sulama suyu ve tesisi yer almaktadır.



6.1. Yer Seçimi

Yer seçiminde öncelikle, kivi fidanlarının dikimi yapılacak olan toprağın kivi bitkisi için uygun özellikte olmasına büyük önem verilmelidir. Aksi takdirde iyi bir sonuç almak mümkün değildir. Çünkü bitkinin kök yapısı olumsuz sartlara karsı asırı duyarlılık göstermekte ve bitki gelismesi sekteye uğramaktadır. Fidanların dikileceği yer, arazi yapısı uygunsa, güney yönlü ve sıraların yönü, kuzey güney istikametinde olmalı ve dikim yapılan yerin taban su seviyesi yüksek olmamalıdır.

6.2. Dikim planı

Kivi bitkisi iki evciklidir (erkek ve disi çiçekler ayrı bitkilerdedir). Erkek bitkiler tozlayıcı durumda olup, bahçe tesisinde 7 veya 8 disi için 1 erkek dikilmelidir. Tozlasma olayında rüzgar çok fazla bir role sahip değildir, büyük oranda tozlasma arılarla olmaktadır. Kivi meyvelerinin çiçekleri nektar üretmezler ancak, arılar için polen kaynağıdır. Günesli havalarda arıların çalısması daha yoğundur. Arı kovanlarının kivi bahçesine konulacağı en uygun zaman disi çiçeklerin % 10’unun açtığı zamandır. Dönüme iki arı kovanı yerlestirmek iyi bir döllenme, meyve kalitesi ve verimi için zorunludur.

6.3. Fidan Seçimi

İyi gelisme göstermeleri ve erken verime yatmaları için 2 yaslı sağlıklı fidanlar dikilmelidir.

6.4. Fidan Dikimi

Fidan dikimi ilkbahar ve sonbaharda yapılmalıdır. Eğer fidanlar tüp içerisinde köklendirilmisler ise, özellikle dikimden sonra sulaması takip edilerek, yaz aylarında da dikim yapılabilir. Kivi fidanlarının dikileceği fidan çukurları en az 45-50 cm derinliğinde ve çapında olmalıdır. Açılan kuyulardan çıkan topraklara hayvan gübresi karıstırılarak tekrar fidan çukurlarına konulmalıdır. Fidan dikimi yapılırken, ası yeri veya sürgün yerinin toprak altında kalmamasına dikkat edilmelidir. Tüplü (torbalı) fidanlar tüpten ayrılarak dikilmeli ve can suyu verilmelidir. 

Dikilen fidanların sağlıklı gelisebilmesi için yağıssız havalarda 3-4 günde bir sulanmalıdır. Sürgünün dik büyümesi ve düzgün bir gelisme gösterebilmesi amacıyla 3-4 cm çapında, 2.0 m uzunluğunda destek (herek) verilmelidir.

8- BUDAMA ÇESİTLERİ

Kivi bitkisi kuvvetli büyüme ve gelisme göstermesi nedeni ile düzenli budamaya ihtiyaç gösterir. Budama üç sekilde uygulanır: Sekil budaması, kıs budaması, yaz budaması a) Sekil budaması : Bu budama sekli yeni dikilmis ve asılanmıs genç bitkilerde düzgün ve dik büyüyen bir gövde olusturulması ile, taçlandırmanın sekillendirilmesidir. Dikimi yapılan fidanın birinci yıl; sarılmadan sadece düzgün, dik bir gövde olusturması sağlanır. Yıl sonunda gövde yüksekliği istenilen taçlandırma seviyesine (1.80-2 m) ulasmıssa, sürgünün tepesi kesilerek, kesim yerinin hemen altındaki gözlerden sürecek olan kollardan iki tanesi, sağa ve sola büyütülmek üzere bırakılır ve taçlandırma yapılır. Đkinci yıl, kolları olusturacak sürgünler iyi bir sekilde takip edilerek, yıl sonunda 1.5-2 m uzunluğa ulasınca kesilir. Bu zaman aralığında gövdeden çıkan sürgünler koparılır. Daha sonraki yıllarda, olusan bu yan kollardan ürün çubukları dengeli bir sekilde bırakılır.



b) Kıs budaması (Ürün budaması):

Kıs budaması her yıl düzenli olarak bitki yasına ve fizyolojisine uyacak sekilde yapılmalıdır. Aksi taktirde bir sonraki yıl düzgün ve verimli sürgün bulmak zorlasacaktır. Kıs budaması, bitkinin aktif olmayan dönemi olarak adlandırılan uyku döneminde yapılmalıdır. Bu dönem dısında yapılacak budamalardan bitki olumsuz yönde etkilenir. Özellikle, su yürüme zamanına yakın dönemlerde yapılan budamalarda, budama yarası geç kapandığından öz su akısı fazla olmakta, bitki güç kaybetmekte ve çesitli hastalık ve zararlılara karsı dayanıksız hale gelmektedir. Kıs budamasındaki amaç; bitki üzerinde yeterli sayı ve uygun nitelikteki meyve çubuklarını dengeli olarak (bitki fizyolojik dengesini bozmayacak sekilde) dağıtarak, bu ürün çubuklarından sürecek olan sürgün ve yapraklara rahat bir gelisme ortamı sağlamaktır. Bunun yanında kıs budamasında verimden düsmüs olan kütükler (2-3 yıllık dal) uygun sekilde yenilenmelidir Kıs budaması, meyve çubuklarını, sürgünün dip kısmındaki gözlerin belirginlestiği gözden itibaren, en az 1 m (10 göz), genel olarak 1,5 m, (15 göz) üzerinden, sürgününün inceldiği noktadan kesmektir.

c) Yaz budaması:

Genel bir kaide olarak yaz budamasındaki amaç; kivi bitkisinde, kökler, yapraklar ve meyve arasında fizyolojik dengeyi olusturmaktır. Yaz budaması bu dengenin sağlanması için yapılmalıdır. Bu amaçla öncelikle, asırı gelisme gösteren obur ve sık sürgünler, sürgün uçlarındaki sarılmalar ortadan kaldırılarak bitkinin iyi bir sekilde havalanması, güneslenmesi ve gelismesi sağlanmalıdır. Daha sonraki asamalarda üçlü çiçek tomurcukları ve standart dısı (yapısık, ikiz,üçüz, yamuk) meyveler seyreltilmelidir. Meyve bağlayan sürgünlerde ise son meyveden sonra 5 ve 6. gözden itibaren kesilmelidir. Meyveli sürgünlerde bitkinin tasıyabileceği kadar (4-5 meyve) meyve bırakılmalıdır.

10- GÜBRELEME

Kivi bitkisinin kökleri toprak yapısı ve derinliği uygun olduğu takdirde, yanlara ve derinlere dağılır. Bol saçak kök yaptığı içinde toprağı sömürme gücü fazladır. Genel bir kaide olarak bir bitkinin gübre ihtiyacı tespit edilirken yaprak ve toprak analizine bakılır. Kivi bitkisine verilecek gübre miktarı, yapılan arastırma sonuçlarına göre tespit edilmelidir. Gübrelemede esas; bitkinin topraktan aldığı bütün elementleri, en az topraktan alınan miktar kadar ve alınabilir formda olmak üzere toprağa geri vermektir. Kivi bitkisi hızlı vegetatif ve genaratif gelismeye bağlı olarak besin maddelerine her yıl artan miktarlarda ihtiyaç gösterir. Verilecek olan gübre miktarı ve zamanı önemlidir. Organik gübreler (hayvan gübresi,yesil gübre) subat–mart döneminde verilmelidir. Verim çağında olan kivi bitkisi için, ortalama 15-20 kğ, yanmıs sığır gübresi veya 10 kğ tavuk gübresi yeterlidir.

11- VERİM

Doğal olarak bitkinin verimi; iklim, bakım (budama,sulama,gübreleme,çapalama) ve tozlasma (döllenme) ile yakından alakalıdır. Bu faktörlerden iklim, verimi doğrudan etkileyen en önlemli faktördür. Özellikle kıs (dinlenme) döneminde gözlerin soğuklanma ihtiyacı yetersiz kalınca, verimli gözlerin uyanması azalmakta ve meyve verimi düsmektedir.Verimde etkili olan diğer faktörler meyve kalitesi için gereklidir. Kivi bitkisi dikimden üç yıl sonra çiçeklenmeye baslar ve meyve verir.Yas ilerledikçe verim artısı devam eder. Bitki tam verime 8 yasında ulasır. Tekniğine uygun bakıldığında ekonomik verim ömrü 20 – 25 yıldır.

   12- KİVİ TOPLAMA ZAMANI
"Kivi hasat tarihi en erken 10 Kasım olarak belirlendi, üreticilerimiz bu tarihten önce
toplamasınlar"

  
20784 kez okundu

>
Rize belediyesi Kameralar

 

ATMACA